
Tırmanış dik olsa da değecektir
Adından da anlaşılacağı üzere, bu kale rüzgarlarla mücadele etmektedir ve bu nedenle İtalyanlar tarafından “Rüzgâra Boyun Eğmeyen” olarak adlandırılmıştır.
Meserya Ovasını gören 940 metre yüksekliğindeki bu kale, üç kalenin en yüksek ve en erişilmez olanıdır.
Bufavento Kalesinin batısında St Hilarion Kalesi ve doğusunda Kantara Kalesi yer almaktadır ve Girne Sıradağlarına koruyucu miğfer görevi görmektedir. Diğer iki kale de bir zamanlar birbirleri arasında sinyallerin aktarılması için kullanılan Bufavento Kalesinden görünmektedir.
Bu kalenin erken tarihçesi hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Orta Çağ döneminde bu kale, Richard the Lionheart tarafından 1191 yılında Bizans imparatoru İsaak Komninos’un kızından alındığında Aslan Kalesi olarak bilinirdi. Daha sonra Lüzinyanlar bu kaleyi diğer kalelerle bağlantılı şekilde zindan ve işaret kulesi olarak kullanmıştır. 14. yüzyılda bu kale Venedik Cumhuriyeti’nin kontrolüne geçmiştir ve bu dönemde kullanıma kapatılmıştır.
Kale, dayanıklı savunma duvarı olan alt sur ve kayalıklı zirvede küçük bir alanı kaplayan üst sur olarak iki kısma ayrılmıştır. Böyle bir inşa, dış duvarlar haricinde bir sur yapısına gerek bırakmamıştır ve kalenin doğal olarak güvenli konumu gereği yalnızca bir kapısı bulunmaktadır.
Diğer kalelere göre daha eski görünse bile, hala ayakta duran kuleleri ve duvarları, ormanı andıran yokuşlardan aşağı inerken insanın başını döndüren manzaralarla ve sonu olmayan güzelliklerle dolu bir ambiyans sunmaktadır.
Beşparmak Dağları’nda işaret levhasıyla açıkça gösterilen “Bufavento Kalesi”, kalenin altındaki park alanına giden yokuş yukarı yolda 15 dakikalık bir sürüş uzaklığındadır ve bu park alanında yalnız bir zeytin ağacı ve 1988 yılında dağın zirvesine çakılan bir uçakta hayatını kaybeden mürettebatın anısını yaşatmak için yapılmış bir anıt bulunmaktadır.
Bu noktadan itibaren, dik ama basamaklı 20 dakikalık bir yürüme yolu bulunmaktadır. Zirveye 600 adımlık bir maceraya başlayacağınız için kapalı yürüyüş ayakkabısı giymeniz tavsiye edilmektedir. Diğer iki kalede de olduğu gibi, arazinin bitki örtüsü oldukça zengindir ve şanslıysanız kalenin tepesinde daire çizen şahinlerin ve kuzgunların ötüşlerine şahit olabilirsiniz ki bu tırmanışınızı paha biçilemez hale getirecektir.