Kıbrıs’ın Siyah Renkli Altını
Keçiboynuzu veya harnup, Kıbrıs’ta M.S 1’inci asırdan bu yana yetiştirilmekte olan ve adanın Orta Çağ’dan İngiliz egemenliğinin sonuna kadarki en büyük ihraç maddelerinden birisiydi.
Harnup her zaman yeşillenen baklagillerden bir tür ağaç veya bitkidir. Boyu 10 metreye kadar ulaşabilen, uzun ömürlü, maki türü, üstü sık yapraklarla kaplı bir ağaçtır.
Akdeniz ve Orta Doğu bölgesine ait doğal bir bitki olmakla birlikte Kuzey Amerika’da da bulunur. Genelde zeytin, erik gibi değişik bitkilerle beraber ekilip, erken dönemde aşılanmaktadır.
Tarihçesi
Girne’de adadaki harnubun dörtte birini yetiştirdiği gibi, Girne Limanı da ticaretinin merkezi olmuştur. Limanın önündeki binalar, harnup çuvallara konup, Avrupa’ya ihraç edilmeden önce ürünün toplandıktan sonra depolanması için kullanılan yerlerdi. Baklaları ise eski çağlarda Avrupa’da inek, koyun ve atlara yem olarak veriliyordu.
İhracata yönelik bu ürün adanın ekonomisi için oldukça önemliydi. Adaya büyük ölçüde servet sağlayan bu ürüne bu nedenle “Kıbrıs’ın Siyah Altını” deniyordu.
Uluslararası harnup ticareti 1960’larda çökmekle birlikte, Kuzey Kıbrıs’ta hala ekini yapılmakta, yetiştirilmekte ve yerli çiftçiler her yaz ürün toplamaktadır.
Harnup Ağacı
Kuzey Kıbrıs’ta en iyi harnup yetiştirilebilecek araziler Girne dağları çevresindedir. Deniz seviyesinden 600 metre yükseklikte kuru veya taşlı her tür toprakta yetişebilmektedir.
Ağacın yaprakları ince uzun olup, erken döneminde keçinin boynuzunu andırdığı için halk arasında “keçiboynuzu” olarak da bilinir.
Temmuzdan ekime kadar açan çiçekler ağacın olgun dallarından sarkar. Yaz sonuna kadar olgunlaşan meyveler 10-30 santim arası uzunlukta ve yassı olurlar.
Olgunlaşma sürecinde meyveler genelde koyu kahverengiye dönüşür ve yemişler kurumadan önce de ürün toplanır. Her yemişin içinde on beşe yakın sert kabuklu yassı tohum bulunur.
Günümüzde Kullanımı
Harnup içinde bulunan ve gıda değeri bir hayli yüksek olan bol miktardaki şeker nedeniyle hayvan yemi olarak kullanılır. Buna ek olarak başka kullanım alanları da vardır.
Harnup tohumları genelde acı değil, tatlıdır. İçinde tıpta damar genişletici olarak kullanılan teobromin veya kafein bulunmaz.
Harnup ağacı meyvesi bol miktarda A, B, B2, B3 ve D vitaminleri içerdiğinden ilaçlarda kullanılır.
Olgunlaşmış, kurumuş ve bazen da kavrulmuş olan tohumları toz haline getirilerek, kakao tozu yerine kullanılabilir. Harnuptan yapılan çubuklar, çikolataya alternatife olarak birçok sağlık ve vegan dükkanlarında bulunan ürünlerdir.
Kuzey Kıbrıs’ta özellikle harnup tohumunun kaynatılmasıyla elde edilen harnup pekmezi tüm marketlerde satılan sağlıklı ve sevilen bir gıda ürünüdür.
Harnup aynı zamanda ateş yakmada da kullanır, tohumlarından elde edilen reçinesi kozmetik, kağıt ve tekstil sanayiinde kullanılır.
Bundan başka memeli hayvanların asırlardır tükettiği içinden bal akan tohumlarını da zevkle yiyebilirsiniz.
Peyzajı
Harnup ağacı sıcak iklime sahip Akdeniz yanı sıra, ABD eyaletlerinden California ve Hawaii’de süs bitkisi olarak geniş bir alanda kullanılır.
Kuraklığa oldukça dayanıklı ağacı, su istemeyen parklar, bahçeler, halka açık belediye bahçeleri ve ticari arazilerde de tasarım amaçlı kullanılabilir.
Biliyor muydunuz?
Tüm dünyada pırlanta ve diğer değerli taşların kıymetinin ölçülmesinde kullanılan karat, harnup çekirdeğinin ağırlığından oluşmuştur.
Harnubun tohumlarının ağırlığı meyveden meyveye veya ağaçtan ağaca düzenlilik gösterir ve doğada ağırlığı değişmeyen bir tohumdur. Bu hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son sabit ağırlığını aldığı için, hem de su alma olasılığı çok az ve uzun zamana bağlı olduğu içindir.
Harnup tohumlarının kıymetli taşların değerini ölçmede kullanıldığına dair Romalılar döneminden günümüze kadar gelen kanıtlar vardır. Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde de ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır.
On altı tanesi bir dirhem eder – dirhem ise 3 gram ağırlığı temsil eder. Satıcı iki dirhemlik (32 çekirdek) bir şey satarken lütfedip bir çekirdek fazla tartarsa, bu malı alanına itibarını gösterir. Süslü püslü giyinen kişilere “iki dirhem bir çekirdek” denmesinin nedeni de budur.