Kıbrıs Tavernası
İtalya’daki osteria, İspanya’daki bodega ve Fransa’daki bistrolar gibi Kıbrıs’ın Meyhane olarak bilinen yeme ve eğlence mekanlarında insanlar bir araya gelmektedir ve meze eşliğinde binlerce yıllık tarihe sahip bir gelenek olan Türk rakısı içmektedir.
Eğer Kuzey Kıbrıs’ın yeme içme kültürünü yansıtan sosyal bir alan gerekiyorsa o mutlaka meyhanedir.
Meyhanelerin tarihi Bizanslılar dönemine dayanmaktadır ve zamanla değişime uğramıştır. İsmi Farsça ‘şarap’ anlamına gelen mey kelimesi ile ev anlamına gelen hane kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır.
Bu oluşan kelime, çok az sayıda camı olan veya camsız, tahta taburelerin ve barın yanında küçük masaların olduğu ve duvarların yanında şarap fıçılarının sıralandığı küçük karanlık yerleri tanımlamaktadır.
Osmanlı döneminde, meyhanelerin sahipleri gayrimüslimlerden oluşmaktaydı ve genellikle Müslüman bölgelerin dışında kendi şaraplarını üretip satmalarına izin verilirdi.
Rakı meyhanelere 16. yüzyılda girmiş olmasına rağmen 19. Yüzyıla kadar şarabın ardından ikinci rolü oynamıştır.
Bu yüzden günümüzde, insanların kırmızı veya beyaz kumaşla kaplı masaların etrafında bir araya gelip rakı eşliğinde doyasıya meze, et veya deniz ürünü tükettiği mekanlar olan meyhaneler nispeten son zamanlara ait bir kavramdır.
Sadece yiyip içilecek bir mekândan çok, bu meyhaneler rakı şişeleri boşaldıkça insanların birbirlerine içlerini döktüğü ve acıkan karınlardan daha çok ruhların doyurulduğu yerler haline gelmiştir.
Bu bağlamda, Kuzey Kıbrıs’taki meyhane kültürü Akdeniz’deki benzer yerlerden farklıdır. Bir menü yerine, siz dur diyene kadar yerel bir lezzet cümbüşü bir bir masanıza gelecektir.
15’ten az olmamak kaydıyla farklı tür çeşitli soğuk meze tabaklarıyla tam bir ziyafet başlangıcı yapılmaktadır. Çakıstes olarak bilinen yeşil zeytin; bıldırcın yumurtası turşusu; tuzlanmış ve kürlenmiş keçi etinden yapılan Samarella; sarımsak, limon suyu ve herhangi bir Kıbrıs mezesinin vazgeçilmezi olan zeytin yağı ile karıştırılmış Tahin, Kuzey Kıbrıs’a özgü benzersiz spesiyaller arasında yer almaktadır.
Eğer rakı içiyorsanız, taze kavun dilimleri ve Beyaz Peynir de yanına oldukça iyi gitmektedir.
Ara sıcak olarak, pide üzerine ızgara Hellim, ızgara veya kızarmış ciğer, tavukla pişirilen ve üzerine rendelenmiş Hellim ve kuru nane serpilerek servis edilen Magarina Bulli adlı makarna servis edilmektedir.
Kısa bir süre sonra, köfteden, kuzu veya tavuk şişe, pirzoladan ünlü Şeftali Kebabına (iyi doğranmış soğan ve maydanozla karıştırılmış ve tuz ile karabiber ekilmiş kuzu etinin sarılarak yapılan bir kebap türü) kadar çeşitli et ürünlerinin sunulduğu bir et tabağı servis edilmektedir.
Eğer tatlı için yemeye yeriniz kalırsa, karışık mevsim meyvelerinden oluşan Kıbrıs kültür mirasının bir parçası olan geleneksel Macun, Kıbrıs’ta üretilen nor peyniri, krema veya süt karıştırılarak yapılan üzerine bal gezdirilip üstüne ceviz konan Kırbaç tatlısı sunulmaktadır.
Konaklayacağınız yere dönmeden evvel, bu ziyafetten sonra sindirimi kolaylaştırması için Türk Kahvesi de servis edilmektedir.
Daha geleneksel olanlar genellikle adanın iç bölgelerinde, yani Lefkoşa ve yakınındaki Gönyeli’de bulunmaktadır ancak neredeyse her yerleşim yerinde mutlaka birden fazla meyhane bulmanız mümkündür ve hotel resepsiyonisti size en doğru tavsiyeyi verecektir.
Afiyet Olsun!